Türkiye'nin en kalabalık ve neredeyse tüm Türkiye'nin bütçesinin döndüğü şehir olan İstanbul'un ise nüfusu 15.46 milyon olarak açıklandı. İstanbul'un nüfusu toplam Türkiye nüfusunun neredeyse %20'sini oluşturmaktadır. İstanbul bildiğiniz gibi Anadolu ve Avrupa yakalarından oluşan devasa bir şehirdir. Avrupa yakasında yaklaşık 9.7 milyon insan yaşarken Anadolu yakasında ise 5.3 milyon insan yaşamaktadır. Sadece Anadolu yakası bile bugün İzmir'in nüfusundan fazladır. Eskiden Anadolu yakasındaki nüfus daha azdı fakat Avrupa yakasında artan göç, doğrum oranları, insan sayısındaki artışlar sebebiyle popülasyon ekonomik gerekçelerden dolayı Anadolu yakasına biraz kaymıştır.
İstanbul'un en kalabalık ilçeleri ise Esenyurt, Ümraniye, Küçükçekmece ve Pendik'tir. Pendik ilçesinin 2020 yılı itibarıyla toplam nüfusu 726.481 kişi olup özellikle 2018 yılından sonra sahil kısmında ve tepe mahallelerde yeni yapılan binalar sayesinde ilçeye göç ve artış yaşandı. Örneğin Pendik'in sahil kısmında bulunan Batı Mahallesinin nüfusu 14 bin sayısına ulaştı. İstanbul ilçelerinde kentsel dönüşüm, rant, inşaat gibi proje ve konular bitmedikçe daha da kalabalık ve yaşanmaz bir yerleşim yaratıyoruz kendimize. Artık Türk toplumu İstanbul göbekli yaşamamalı başka şehirlere yatırım yapmalı ve göçü geriye çevirmelidir. Özellikle uzaktan çalışma sürecinin kesinleştiği şirketlerdeki kişiler için benim önerim Ege bölgesine taşınma yönünde olacaktır.
Türkiye'de İstanbul dışında diğer en kalabalık dört ilin nüfus sayısına bakacak olursak; Ankara 5.6 milyon, İzmir 4.3 milyon, Bursa 3.1 milyon ve Antalya 2.5 milyon olup dördünü toplayınca anca bir İstanbul edebiliyor. Düşünün İstanbul'daki kalabalığı. Bir de metrekare başına en çok insan düşen ilimizde İstanbul'dur. Türkiye'de erkekler nüfusun %50.1 kısmını oluştururken kadınlar ise %49. 9 oranını oluşturuyor. Neredeyse yarı yarıya diyebiliriz. Kadın nüfusunun daha fazla olmasını yeğlerdim. Ortalama yaş oranı ise 32.7 olup genç bir nüfusa sahibiz. Gerçi bir işe yarıyor mu derseniz sanmam.
Türkiye'de il ve ilçe merkezlerinde yaşayan sayısı 2020 yılı itibarıyla %93 olup halkın sadece %7'lik bir kısmı belde ve köylerde yaşamaktadır. Bu dengesiz oran Türkiye'deki tarımın gerilemesini ve tarıma duyulan önemsizliği gösteren en önemli semboldür. Çobanlık, tarımsal işler, Ziraat, bağ bahçe yetiştiriciliği, hayvancılık gibi meslekler küçümsenip geliştirilemediği için okumuş okumamış herkesi İstanbul'a iş var diye göç ettirirsek yıllar sonra Gıda probleminin çıkacağı çok belliydi. Sanki herkes bilgisayar verisi üretip beslenecek. Umarım belde ve köyler daha modernize bir hale gelip ilerleyen süreçte Türkiye artık modern tarıma geçmeye adım atar.
Türkiye'deki çalışma çağında olan kişilerin nüfusa oranı %68 olup bu yaş aralığı 15-64 olarak belirlenmiştir. 65 yaş üstü kişiler nüfusun %9.5'lik dilimini oluştururken 0-14 yaş arası bireyler ise %22.8'lik bir dilimi oluşturmaktadır. Türkiye'de bu kadar çok genç ve çalışmaya hazır birey var fakat nitelikli iş konusunda çok başarılı bir ülke değildir. Her ekonomik kriz ve resesyonda ikinci önemli haber ise İşsizlik olup Türkiye'nin geçmeyen yaralarından biridir.
Türkiye'de ikamet eden yabancıların nüfusu ise 1.3 milyon kişidir. Peki 3 milyon Suriyeli aldık onlar nerede diye soracak olursanız sanırım birçoğu Türk vatandaşı yapıldı ve araya sıkıştırıldı. Türkiye'deki yabancılar en fazla Irak, Afganistan ve Almanya'dan gelmektedir. Suriye'liler ile ilgili bir veri veya sayı TÜİK tarafından açıklanmamıştır. Sanırım araya yedirdiler.
Türkiye dünyanın en kalabalık 17. ülkesidir. Etnik yapı olarak Tüklerden sonra Kürtler ve Araplar gelmektedir. Türkiye'de yaklaşık 11 milyon Kürt etnik kökenli vatandaş yaşamaktadır. Bu vatandaşlarımızın çoğu doğu bölgesindeki illerde yaşamaktadır. Nüfusun %99'luk oranı ise İslam inancına sahiptir. İslam inancının büyük oranını Sünni mezhep oluştururken sonra Alevi mezhep inancı gelmektedir.
Burak AVCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Makaleye Yorum ve Sorularınızı Bırakabilirsiniz.