The Family isimli Netflix dizi belgeselini bu hafta sonu izleyip ardında bu makaleyi yazmak istedim. Aslında bu başlık adı altında sadece diziyi özetlemek değil Türkiye'de de bu tarz işler Devlet tarafından istihbarı bir amaç güderek yapılmalı mıdır biraz bunun üzerinde beyin fırtınası yapmak istiyorum.
The Family veya kardeşlik (Aile) örgütü Evangelist temelli bir yapı olup en başa İsa Mesih’i koymaktadır. İsa’yı temel inanç gibi kabul edip bu öğreti üzerine dinsel bir örgüt kurup elit kesime ulaşarak misyonerlik faaliyeti yapan bir örgüttür. Bu örgütü Amerikan devleti kendi amaçları için misyonerlik ve istihbarı olarak kullanıyor mu bilemiyorum ama kullanması bence muhtemel.
Aile örgütü içerisinde birçok senato üyesi bulunmakta ve bu üyeler birçok yurt dışı seyahati veya misyonerlik faaliyetini aslında Amerikan devleti adına yapmaktadır. Senato üyeleri gittikleri yerlerde İsa’yı anlatıp geri geliyoruz gibi basit ve saf cümleler söylese de benim fikrim temelde örgüt Amerikan derin devleti (Müesses Nizam) için çalışıyor.
Örgütün en büyük organizasyonu olan Ulusal Dua Kahvaltısının amacı misyonerlik yaptıkları ülkelerdeki elit ve ulaşabildikleri devlet yetkililerini yılda bir defa düzenlenen bu etkinliğe çağırarak bir Network oluşturmak. Bu oluşan iletişim ağı içerisinde bazı siyasi ve parasal ilişkiler daha hızlı geliştiği görülmektedir. Türkiye’den katılan var mıdır şuan için ben bilmiyorum ve dizide de bundan bahsetmiyor. Fakat dizide bir karedeki Dünya haritasında Türkiye ile de bağ kurduklarını gösteriyor.
Türkiye’de buna benzer örgüt Cemaat yapılanması olan FETÖ örgütüdür. Belki de Amerika, Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerini direk Hristiyan kimlikli bir yapı ile değil de Amerikan merkezli kendilerinin kurduğu ve yönettiği, İslam yapılı bir örgüt ile bu işleri yapmayı tercih etmiş olabilirler.
Türklerinde lobicilik ve misyonerlik faaliyetleri konusunda çok deneyimli olmadığını bildiğimiz için Türkiye’de kurulacak her Din tabanlı örgüt bir başka ülkenin lobicilik faaliyetine hizmet edecektir. Oysa ki Türk Devletinin bu konuda deneyimi olsaydı kendi yapılarını kurar ve dış güçler bu kadar basit İslam tabanlı örgüt ve lobicilik faaliyeti ülkemizde yapamazdı.
The Family dizisini çok anlatmayacağım çünkü mini bir dizi olup günümüzdeki klasik bir din tarikatını anlatmaktadır. Tarikatın şimdilerde gün yüzüne düşmesi ise büyük ihtimal başındaki sembolik lider Douglas Coe’un ölmesi ve oluşan otorite boşluğu sebebiyle tarikattan ayrılan müritlerin konuşmaya başlamasıdır.
Türkiye’de şuan İslam tabanlı bir çok tarikat var. Elit kesime hitap eden bir tarikat pek yok gibi duruyor. Elitler için Masonluk sanırım daha cazip ve modern bir yapı. İslam tarikatları genelde alt kesime hitap ettiği için okumuş ve elit kesimden gelenlerin genelde İslam tarikatlarını seçmemesi doğal bir durum olsa gerek. Bunu birazda İslam’ın modernize olamayışı ile de bağdaştırabiliriz. İslam anlayışı günümüz şartlarına göre biraz daha modernize olabilirse belki Masonluğa alternatif bir İslam tarikatı çıkabilir. İşte o zaman devlet bu yapıyı diğer ülkelerde lobicilik faaliyeti yapmak üzere kullanabilir ve bundan çıkar elde edebilir. Bence Amerika bu gibi örgütleri kendi devlet politikası olarak benimsemiş ve istihbari amaçlar olarak kullanıyor. Amerikada bu gibi yapılanmalardan o kadar fazla varki adamlar dışarıya örgüt ihraç edecek noktaya gelmişler.
The Family ve Kısa Bilgiler
Evanjelizm: Hristiyanlık akımı olup temel inanca İsa Mesih anlayışını yerleştiren bir nevi yeni din yorumlanması ve akımıdır.
Douglas Coe: Kardeşlik veya Aile olarak bilinen örgütünün görünen sembolik lideri.
National Prayer Breakfast (Ulusal Dua Kahvaltısı): Örgütün her yıl Şubat ayında düzenlediği uluslararası bir etkinlik.
Jesus: Örgütün İsa adında yazdığı ve kutsal kabul ettiği kitap. Dini kendi amaçları doğrultusunda yeniden yorumlayıp kullanma biçimi de diyebiliriz.
Burak Avcıoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Makaleye Yorum ve Sorularınızı Bırakabilirsiniz.